Paralel Evrende Markalar

Yazılar

Herkese selamlar

Dün akşam malumunuz Akademi bir diğer adıyla Oscar Ödülleri vardı.  Ve nefesimizi tutarak takip ettiğimiz törende 11 Mart 2022 tarihinde vizyona giren Everything Everywhere All At Once filmi 7 ödülü birden toplayarak ağızları resmen açık bıraktı.

Aldığı ödülü sonuna kadar hak ettiğini düşündüğümüz filmin konusu ise kısaca şöyle;

” Bir grup insanın hayatındaki farklı anları aynı anda göstererek; bizlere zaman, mekân ve olayların birbiriyle bağlantılı olduğunu anlatan bir film olarak özetlenebilir. Bu şaheserin (izleyince abartmadığımızı anlayacaksınız) ana teması ise, evrende her şeyin birbirine bağlı olduğu ve her eylemin bir sonucu olduğudur.

Başlangıçta sıradan bir günün sabahıyla başlayan sahneler, birbiriyle bağlantılı olaylar zincirinin de başlangıcını oluşturuyor. Filmin ilerleyen kısımlarında ise, farklı karakterlerin hayatlarına odaklanılıyor ve karakterlerin hikayeleri birbirleriyle kesişiyor.

Filmimiz bir çamaşırhanede çalışan tekdüze bir hayatı olan Dolores isimli bir kadının hikayesini anlatır. Dolores bir gün, birdenbire başka bir boyuta geçerek, alternatif bir gerçeklikte, kendisinin başka bir versiyonu olan bir kahramanın hayatını yaşamaya başlar. Dolores, bu kahramanın hayatında yer alan “dünyayı kurtarma görevi”ni üstlenirken, aynı zamanda kendi hayatındaki eksiklikleri de fark etmeye başlar.

Filmin ana teması, hayatın karmaşıklığı ve farklı gerçeklikler arasındaki bağlantıları keşfetmektir. İçerisindeki fantastik unsurlar, Dolores’un paralel evrendeki yolculuğu ve farklı boyutlarda gerçekleşen olaylar aslında biz izleyicilere “hayata daha geniş bir perspektifinden bakma”yı hatırlatmaktadır.

Şunu da belirtmek isteriz; bu filmde ayrıca, toplumsal cinsiyet normlarına meydan okuyan ve güçlü kadın karakterlerin rol aldığı bir alt metin de var. Dolores, kendi güçsüzlüklerini ve korkularını kabul ederek, bir kahramana dönüşür ve kendi hayatını ve diğer hayatları kurtarmak için mücadele eder.

*Kahraman olmak için güçsüzlük ve korkularını kabul etmek… Bu kısım bizce çok önemli! (Batman, Spider-man gibi karakterlerin pek çoğu da öncelikli olarak korkularıyla yüzleşmiyor muydu?)

Yani kısacası “Everything Everywhere All At Once”, sıra dışı hikayesi ve fantastik unsurlarıyla hem akıl yürütme hem de duygusal düzeyde izleyiciyi etkileyen bir film olarak karşımıza çıkıyor. Ve şu soruyu bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor:

“Başka biri olmanın nasıl bir şey olduğunu hiç düşündün mü?”

PEKİ YA MARKALAR?

Ama bizim üzerine düşündüğümüz asıl şey şu oldu:

Tıpkı Dolores’in kendini farklı evrenlerde gördüğü gibi bizler de sektör insanları olarak “yönettiğimiz markaların farklı evrenlerdeki versiyonlarını görsek” sizce nasıl olurdu? Yani marka yöneticisi, elindeki markanın pek çok evrendeki versiyonlarını gördüğünde ne gibi aksiyonlar alabilirdi? Gelin bunları maddelendirelim:

  1. Araştırma ve analizler yapardık: E ilk akla gelen araştırma ve analiz tabi ki. Düşünsenize markanızın farklı bir gerçeklikte başka ve çok daha iyi bir versiyonu olduğunu görebilseydiniz, doğal olarak mevcut gerçeklikteki halini geliştirip tıpkı o evrendeki gibi yapabilmek için araştırmalara girişirdiniz. Müşterilerin davranışları, ihtiyaçları, tercihleri ve satın alma alışkanlıkları hakkındaki tüm bilgiler markanızın, paralel evrendeki versiyonuna ulaşmanız için bir ilk adım olurdu.
  2. Sağlam bir strateji belirlerdik: İkinci adım olarak paralel evrendeki versiyonunuzun farklılıklarını anlamaya çalışıp buna yönelik stratejiler oluşturabilirdiniz. Ve belki de bu stratejiler, farklı pazarlara girmek, müşterilere özelleştirilmiş hizmetler sunmak, fiyatları düşürmek, yeni ürünler geliştirmek veya pazarlama kampanyaları yapmak gibi farklı alanlarda olabilirdi. Yani neden olmasın ki, hayal ediyoruz şurada 😊
  1. İletişim stratejileri oluştururduk: Paralel evrendeki versiyonumuz hakkında araştırma yapıp genel bir strateji belirledikten sonra muhtemelen üçüncü adım iletişim strateji belirlemek olurdu. Ki bu stratejiler de muhtemelen, markamızın müşterileriyle daha iyi bir bağlantı kurmasına ve markanın güvenilirliğini artırmasına yardımcı olabilirdi.
  2. İnovasyon yapardık: Diyelim ki paralel evrendeki versiyon çok inovatif… E bu da marka için yeni fikirler ve inovasyonlar için bir kaynak demek, değil mi? Bu inovasyonlar, markanın yeni ürünler geliştirmesi veya mevcut ürünlerin iyileştirilmesi yoluyla müşteri memnuniyetini artırmasına ve rekabetçi bir avantaj elde etmesine yardımcı olurdu.
  3. Değerlerini ve amaçlarını gözden geçirirdik: Markamızın paralel evrendeki versiyonun varlığı, biz marka yöneticilerini markanın değerleri ve amaçları hakkında düşünmeye yönlendirebilirdi. Ki bu düşünce süreci, markanın gerçek misyonunu, müşterilere sunduğu değerleri ve hedeflerini daha net bir şekilde anlamasına yardımcı olabilirdi.
  4. Riskleri değerlendirirdik: Bizce bu kısım çok daha önemli. Çünkü her ne kadar çok fazla avantaj sağlıyor gibi görünse de markanızın paralel evrendeki versiyonlarını görebilmek çeşitli risklere de sebep olabilirdi. E bu durumda da marka yöneticisine düşen şey; paralel evrendeki versiyonun varlığından kaynaklanabilecek riskleri değerlendirmek ve risk yönetimi stratejileri geliştirmek olurdu.
  5. İş birliği yapardık: Ve son olarak markasının paralel evrendeki versiyon hakkında bilgi edinmek, marka yöneticilerine farklı bir bakış açısı sunabilir ve hatta iş birliği yapmak için bir fırsat yaratabilirdi muhtemelen. Ve bu iş birliği de yeni fikirlerin ortaya çıkmasına ve markanın daha güçlü bir konuma gelmesine yardımcı olabilirdi.

Toparlamak gerekirse film harika ve hak ettiği ödülleri de teker teker topladı bu yüzden. Biz de olaya biraz marka açısından bakmak istedik. Ve yorumlarımızı hep -di’li geçmiş zamanda yaptık ama bu varsayımlarda bulunmak için illa markamızın paralel evrende olmasına gerek yok. Eğer; trendleri takip edersek, raporları ve veri analizlerini düzenli olarak okursak, analitik becerilerimizi geliştirirsek ve kendimizi sürekli olarak eğitirsek markamız bulunduğu o mevcut evrende bile fark yaratır.

Sevgilerle…

 

 

Kategori: Yazılar